ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

ÇAMELİ

ÇAMELİ İLÇE TANITIM
çameli
denizli çameli
çameli denizli

 ÇAMELİ İLÇE TANITIM
Bizans-Müslüman Arap savaşları gibi nedenlerle boşaltılan şehirlerin halkı ve rahiplerin sığınma yerlerinden biri olmuştur.(3) Tabiki bunda bölgenin sahip olduğu coğrafi yapı en büyük etkendi. Özellikle Bizans İmparatorluğu'nun Müslüman Araplar ile girdiği Anadolu hakimiyeti mücadelesi Bizans halkının kıyı kesimler ile bu bölgeye yerleşimini hızlandırdı.(4) Niketim günümüzde hala bu eski yerleşim yerlerinde kurulan köy vemahallelerin; Manasır(Manastır),Hisar(Asar),Kaysar adları ile anılması bu yerleşmenin izlerini göstermektedir.Sarıkavak Köyündeki Manasır mahallesinin ismi; Kirazlıyayla Köyünün Mınak mahallesindeki Cavırini; Kolak Köyü Değirmentaş mahallesinde bulunan haç işaretli mermer sütunlar; Gökçeyaka,Kalınkoz,Karabayır ve ilçe merkezinde bulunan tarihi kalıntılar buna tanıklık yapmaktadır. İlçemiz aynı zamanda Cun Makri(Fethiye) ile Themisonium(Acıpayam-Karahöyük), Kaysar/Diokaisaria(Acıpayam-Yeşilyuva), Kybira(Gölhisar),
 Honaz bağlantısını sağlıyordu.Fethiye ile bu yerler arasındaki gidiş-gelişler yöremiz üzerinden yapılmakta ve ani saldırılarda ise acilen sığınılan bir yer görevini görmekteydi.Ayrıca sadece karadan gelen saldırılara karşı bir kale görevi görmemiş, aynı zamanda denizden gelen saldırılara karşı sahil halkının kaçıp sığınacağı bir yer görevini de görmüş olmalıdır Tarih boyunca ülkemizin Cun Makri(Fethiye) Körfezinden dünyanın değişik yerlerine yapılan kaliteli kereste ticareti, Dalaman Çayı yoluyla Çameli çevresinden yapılmaktaydı(5).Örneğin İskenderiye'nin kereste ve odun ihtiyacı buradan karşılanıyordu(6).Hatta bu gelenek Tahtacı Türkleri tarafından, Cumhuriyet dönemindeki kapsamlı orman kanununun çıkarılmasına kadar devam ettirilmiştir.Bazı köylerimizin orman içi alanlarında bu işçilerin bıraktığı ağaç kalıntıları ve konak yerlerinin izlerini görmek mümkündür. Tarihi kayıtlarda; Haraita(7),Tuğurla Dağları(8),Cibat'üt-Türkmen(Türkmen Dağları)(9),Sahra-i Talamaniye(10) ve Karaman olarak adlandırılan ilçemiz ve çevresinde 
Türk tarihinin başlaması XII.yüzyılın ilk yarısına rastlamaktadır(11). İlçemiz,Güneybatı-Anadolu'nun tamamen Türkleştirilmesi ve Anadolu'da kurulan ilk Türkmen beyliğinin ağırlık merkezi olan Karaağaç(Acıpayam)'ın bir parçası olması, gerek Selçuklular ve gerekse Moğollar nazarında önemli bir uç bölgesi olması nedeniyle dikkat çekmektedir.Ve yine bölgemiz Osmanlı Devleti donanmasına yüzyıllarca deniz askeri temininde kaynaklık yapan yerlerden birisiydi(12). Yöremize çoğunluğunu Karaman Türkleri'nin oluşturduğu Avşarlarla,Kınık ve Kayı boyuna mensup Oğuz Türkleri yerleşmiştir. Türkler bölgemize 1070 yılındaki Afşin Bey'in komutasında Honaz'a kadar gelmeleri ile yaklaşmışlar, 1080'lere doğru da Sahra-i Talamaniye'nin Acıpayam kısmını fethetmiş olmalıdırlar.Çameli hariç Sahra-i Talamaniye'de pek az yerli halk kalmıştı.Türkler burada genelde boş bir coğrafya ile karşılaşmışlardı(13). Ancak bu fetih uzun süreli olmadı. Zira 1120'lerden sonra o yüzyılın sonlarına kadar bölgemiz ve çevresi tekrar Bizans'ın eline geçti.Gerçi bunda Haçlı Seferleri'nin başlamış olması en fazla etkili olan sebep olarak bilinir.Bununla birlikte Türkmenler 
Acıpayam ovası ve Kazıkbeli geçidinde(Cankurtaran) Haçlı ordusu ve Bizans ordusu ile devamlı mücadele halinde olmuşlardır(14). III.Haçlı seferinin atlatılmasından sonra Bizans topraklarına akınlar şiddetlenmiş,Anadolu Selçuklu Devleti'nin desteği ile Sahra-i Talamaniye'nin Acıpayam ovası kısmı kesin olarak fethedilmiştir.Denizli'ye göre elli yıl öncelik arzeden bu fetih 1192 yıllarında tamamlandı.Vakti ile kaynaklarda 200.000 çadır Türkmen'in geldiği bildirilen(15) bu bölge üzerinde en kesif Oğuz boy ve oymaklarını barındırmaktadır. Sahra-i Talamaniye'nin muhtelif yerlerinde yaylak-kışlak hayatını devam ettiren Türkmenler, bazen Bizans'ın kıyı bölgelerine,bazan de Anadolu'nun iç kısımlarına gidiyorlardı.Bu arada Çameli bölgeside fethedilmiş olmalıdır.Zira bu konu ile ilgili 1274'te vefat eden İbn Said'e ait olup Ebu'l Fida'da zikredilen bir kayıtta şöyle denilmektedir:'...Türkmenler Selçuklular devrinde Rum diyarını fetheden Türk soyundan çokluk bir kavimdir.Bunlar Haraita'dan,deniz kıyısında yaşayanları yağma ederek onların çocuklarını alıp götürmeyi ve
 müslümanlar arasında satmayı adet edinmişlerdir.Onlarda başka yerlere gönderilen kilimler yapılır.Buranın sahilinde Cun(kasaba) vardır.Buna Cun Makri(Fethiye) denir.Burası misafirlerce meşhurdur,buradan İskenderiye'ye ve başka yerlere odun(kereste) yollanır.Buraya büyük, derin bir nehir dökülür.Bu nehrin Battal Nehri diye maruf olduğu söylenir. Bu nehrin üzerinde bir köprü vardır,barış zamanlarında indirilir ve harp çıktığı zaman kaldırılır.Bu müslümanlar ile hristiyanlar arasında sınırdır ve Antalya'nın kuzeyinde Tuğurla Dağı vardır,burada ve bunun etrafında ikiyüzbin kadar Türkmen çadırı olduğu söylenir ve bunlara uç denir...'(16) Prof.Dr.A.Z.Velidi TOGAN'ın belirttiği gibi(17),bu malumat Moğollardan evvelki devreye ait olup,P.WİTTEK'in de işaret ettiği gibi(18) 1204'ten sonraki zamandadır.Çünkü Anadolu'nun güney kıyıları bu tarihlerde fethedilmiştir. Burada bahsi geçen nehir halk arasında 'Gireniz çayı' olarak adlandırılan ve Makri(Fethiye) körfezinin batısında denize dökülen Dalaman(Damalan) Çayından başkası değildir.Nitekim Prof.Dr.Osman TURAN'da İbn Said'al-Magribi'nin coğrafyasına dayanarak XIII.asırda 
Fethiye Körfezine dökülen Dalaman Çayına ' Nehr'ul-Battal' adının verildiğini belirtmektedir.Yine aynı yazar Türkmenlerden bahsederken şu malumatı vermektedir:'...Denizli!den garbe doğru uzayan dağlar bu göçebelerin yaylaları olduğu için buralara Türkmen Dağları(Cibat'üt-Türkmen)adı verilmişti.Eski İslam kahramanı Battal Gazi'nin hatıraları ve ona ait destani rivayetleri bütün Anadolu Türkleri gibi bu göçebeler arasında da çok canlı yaşadığı için Dalaman Çayı'nın kaynakları istikametinde bulunan mezarına 'Seyyit Gazi' atfıyla bu çaya da Battal nehri deniliyordu....'(19). Ebu'l-Fida'nın kaydında geçen köprü; Muğla il sınırları içindeki Gürleyik'teki 'Akköprü' olmalıdır(20).Nitekim başka geçit imkanının olmadığı bir yerde kurulan bu köprünün Osmanlılar zamanında eski Bizans kalıntısı üzerine restora edildiği anlaşılmaktadır. Bu arada Orta-Asya'dan Moğol istilasından kaçan bir Türkmen kütlesi de Anadolu'ya gelmeye başlamıştı.Başında Azat Musa adında bir beyin bulunduğu bir Türkmen grubu vardı ki;çoğunluğunu Karaman Türkleri'nin oluşturduğu bu grup bölgemize gelip konaklayacaklardır.Bu Türkmenler önce Gürcistan'a sonrada 
Anadolu'ya girmiş ve bir müddet Erzurum-Pasinler ile Doğu Karadeniz dağlarında konaklamışlardır(21).Yöremize gelirken başlarında Mehmet Bey adında bir bey bulunan yaklaşık 60.000 kişilik bu Türkmen grubu, önce Burdur Karaman,oradan da bir kısmı yöremize geçmiş ve Sahra-i Talamaniye'de yönetim ve nüfuzu ele geçirerek; 1261'de Anadolu Selçuklu Devleti'nden bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir(22).Bu olay Türkiye tarihinde o yüzyıldaki Anadolu'da ilk beylik kurma hadisesi olarak değerlendirilebilir. Bu teşebbüs ne yazıkki müttefik Moğol-Selçuklu ordusu tarafından bastırılmış;Mehmet Bey'de Acıpayam Ovasının güneyinde yenilgiye uğratılarak öldürülmüştür(1261).Mehmet Bey'den sonra bu bölgenin liderliği,kendisine ihanet eden damadı Ali Bey'e verilmiştir(23) Ali Bey sonradan Denizli'de bir beylik kuracak olan İnançoğulları'nın atasıdır.Bu olaydan sonra Mehmet Bey'e bağlı Karaman Türkleri'nin bir kısmı Çameli yöresine geçmiş olmalıdırlar.Çoğunluğunu Kayı boyuna mensup bazı Türkmenlerde Serinhisar'ın karşısındaki yaylalarından ayrılarak Muğla(Menteşe)bölgesine
 geçerek buranın Türkleşmesini sağladılar.Şu an Muğla'nın önemli bir kısmını Kayı'lar oluşturmaktadır. Zannedildiği gibi ilçemizin eski adı olan Karaman isminin 1277 Cimri olayı ile bir alakası yoktur(24).Çünkü Karaman Türkleri Karaman ismini Orta-Asya'dan beri taşımaktaydılar.Karaman adı,Oğuzhan(Mete)'nın yakın akrabalarından birinin adıdır(25). Çameli ve çevresindeki Karamanlılar yaylak-kışlak hayatı gereği kah Dalaman'da kah Çameli yaylasında yaşadılar.Bu yöreye de Karaman adını vererek geleneklerini yaşattılar.Su başlarında, verimli otlaklarda hayvanlarını otlatıyorlar;kışın da Dalaman ve çevresinde kışlarını geçiriyorlardı.Köylerimizin birçok yerinde methum yörük mezarları ve köy mezarlıkları onların yazın buralarda ölen insanları defnetmeleri ile oluşmuştur.Tabiki bu Türkler hayatlarını sadece hayvancılıktan kazanmıyorlardı.Daha önce bahsettiğimiz İbn Sait'in kaydına göre(26),kilim imal ve ticareti ile de meşgul idiler.Hatta Barthold,bu yörüklerin kilim imal sanatını Orta-Asya'dan getirmiş olabileceklerini ifade ediyor(27).Nitekim XVI.yüzyıl kayıtlarında Ahileri gördüğümüz Acıpayam(Karaağaç) ovasındaki bazı yerlerin günümüze kadar devam eden sanatlarının temeli bu devirden değil midir?Yine meşhur 
Türk tipi 'yatağanlara'adını veren Serinhisar-Yatağan'da silah,tabakların piri Ahi Evren'in üstadı Ahi Kaysar'ın adını taşıyan Acıpayam-Kaysar(Yeşilyuva)'daki deri, sırçalıkta çini imalatı bu devirden kalma değil midir?. Ayrıca ilçemiz genelinde eskiçağlardan beri devam eden kereste ticareti buradaki Tahtacı Türkler tarafından da devam ettirilerek; Orta-Asya'da 'ağaçeri'denilen zanaat hayat bulacaktır. Çameli ve çevresi(Karaman yaylası) Menteşe Beyliğinin kurulmasından sonra buraya bağlanmış,Osmanlı Devleti zamanında da Menteşe Sancağına bağlı bir coğrafya olmuştur.XVII.yüzyılda,Osmanlı maliye defterlerinde ilk kaydına rastlayabildiğimiz Köyceğiz'in yönetim alanına girmiştir(28).Osmanlı deniz askerlerinin(leventler) alındığı yerlerden biri olan yöremiz bu özelliğini uzun süre devam ettirmiştir.Hatta XVIII.yüzyılda Rusları Ege'den çıkartan başarılı Kaptan-ı Derya ve bir ara Vezir-i Azam olan Cezayirli Hasan Paşa'nın bu yörenin çocuğu olduğu, hatta hatta Gökçeyaka Köyü Güney Mahallesinden olduğu çevremizde canlı bir şekilde anlatılmaktadır(29). İlçemiz insanının sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik ilişkisi Cumhuriyet dönemine kadar Menteşe yöresiyle olmuş,Acıpayam 'a bağlanması ve 1953'te Denizli'ye bağlı bir ilçe olması onun bağını 
Köyceğiz ve Dalamandan tamamen koparamamıştır. Yöremizdeki Türkler'in yerleşik hayata geçmeleri XVIII.yüzyılda Osmanlı Devleti'nin zorunlu iskan teşebbüsü sonucu olmuştur.Yüzyılın ortalarına doğru anca başlayan iskan XX.yüzyılın başlarına kadar devam etmiştir.Bu arada değişik nedenlerle yöremize gelen insanların katkısı ile yeni yeni köyler kurulmuş,yeni yerleşim alanları oluşmuştur.Örneğin Yaylapınar(Hortma) ve Çiğdemli(Kalaklar) Köyleri; Aydın, Tavas, Kale ve Acıpayam'dan gelen insanlar tarafından kurulmuştur.Bulundukları yerlerde sıkıntı yaşayan,salgın hastalıktan kaçan,askerden kaçan veya eşkiyalık(efelik) nedeniyle merkezi otoritenin takibinden kurtulabilmek için yöremizi tercih etmişlerdir.Çiğdemli Köyünün eski adı Kalaklar'dır.Aydın'dan gelip, bu yörede efelik yapan bu insanlar takipten kurtulabilmek için burada kalmışlar;geri gitmeyip kaldıkları için de yöre halkı tarafından kalanlar anlamında 'Kalaklar'adı verilmiştir.Yine Belevi
 Köyünü oluşturan insanlar, daha önce Gölhisar geçidinde yaşarken eşkiya baskısından kaçıp,şimdiki yerlerine gelmişlerdir.Bu örnekler yöremizin o tarihi misyonunu bir kez daha karşımıza çıkarmakta;sığınma ve korunma vazifesini yerine getirdiğini göstermektedir. İlk önceleri konak yerleri ve su kenarlarında başlayan yerleşme,zamanla yörük oba ve cemaatlerinin toplanıp cuma namazı kıldıkları yerlerde daha büyük yerleşim yerlerini oluşturmaları ile devam etmiş, köylerde zamanla şimdiki hallerini almıştır.Çameli ilçe merkezine bir ara Cumayanı denildiği gibi,Cumaalanı Köyüne bu ismin verilmesinin aynı sebepten olduğu kanaatindeyim.1953'teki idari düzenlemeler sırasında Cumayanı(Karaman) ilçe yapılarak adı Çameli olarak değiştirilmiştir. 
 Çameli Denizli ilinin güneyinde bir ilçedir. Denizli'ye uzaklığı 113 km dir. Rakımı 750-2313 arasındadır. Çameli ilçesi Muğla ve Burdur illeri arasında; kuzeyinde Acıpayam, güneyinde Fethiye, doğuda Gölhisar ve batısında Köyceğiz ilçeleri ile çevrilidir. İlçenin yüzölçümü 73.800 ha dır. Genellikle orman alanı içinde çok dağınık, biraz dalgalı, pek azda yayla karakterli bir araziye sahiptir. Akdeniz dağ iklimi tipinde kışlar soğuk-yağışlı, yazlar sıcak ve kurak geçer, yağmurlar özellikle sonbahar Ekim ayında başlar ve Nisan ayına kadar devam eder. Kış aylarında yağışlar genellikle kar şeklinde gerçekleşir. Çameli'de Akdeniz bitki örtüsü yok denecek kadar azdır. Orman alanları Kızılçam, Karaçam, Ardıç ve Meşe ile kaplıdır. 1997 yılı nüfus sayımına göre; merkez ilçe nüfusu 3514, köylerin nüfusu 18.327'dir. 
 İlçemiz kültürel yapı olarak çok çeşitli değerlere sahiptir. Kültürel değerler kapsamında yöresel oyunlar, düğünler, yöresel kıyafetler ve el sanatları mevcuttur. İlçemizde oynanan halk oyunları Teke yöresi oyunlarının özelliğini taşımaktadır. İlçemizde Masıt kıvrak oyunlar, Taş dibi, Kayabaşı, Karabayır boğaz havası gibi oyunlar yöresel oyunların başlıcalarıdır. Grup olarak oynana oyunlarda bazı figürler genellikle bağımsızdır. İlçemizde Tavas Zeybeği, Acıpayam Zeybeği, Muğla Zeybeği ve Harmandalı gibi Zeybekler oynanmaktadır. Davul, zurna, cura, bağlama, sipsi ve çam düdüğü yerel çalgılarımızdandır. Yöresel Oyunlar : İlçemizde oynanan halk oyunları Teke yöresi oyunlarının özelliğini taşımaktadır. İlçemizde Masıt kıvrak oyunlar, Taş dibi, Kayabaşı, Karabayır boğaz havası gibi oyunlar yöresel oyunların başlıcalarıdır. Grup olarak oynana oyunlarda bazı figürler genellikle bağımsızdır. İlçemizde Tavas Zeybeği, Acıpayam Zeybeği, Muğla Zeybeği ve Harmandalı gibi zeybekler oynanmaktadır. Davul, zurna, cura, bağlama, sipsi ve çam düdüğü yerel çalgılarımızdandır. Düğünler : Eskiden yörede düğünler üç gün - üç gece olarak sürmekte idi, son yıllarda iki gün sürmekte,
 hatta bir gece balo şeklinde yapılmaktadır. Üç gün süren düğünlerde birinci gün kapmadır. Kapma gençler arasında düzenlenen bir eğlencedir. Evin veya bir ağacın yüksekçe bir yerine urgan çekilir. Bu urganın ucuna içi incir veya lokum dolu bir torba bağlanır. Bu torba aşağıda bekleyen gençlere doğru yavaş yavaş indirilip, yukarıya doğru çekilir. Gençler torbayı kapabilmek için çabalarlar. Torbayı gençlerden birisi kapar, kapan kişi tebrik edilerek yarış sona erer. torbanın içindeki yiyecekler yarışmacılar tarafından yenilir veya orada bulunan çocuklara dağıtılır. Hayırseverlik ve Yardımlaşma : İlçemizde ve köylerimizde yardımlaşma geleneği sürdürülmektedir. Köy halkı; hastalara, fakirlere, dul ve yetimlere, muhtaç olan kişilere karşılıksız yardım ederler. Yardımlar maddi olduğu kadar işgücü şeklinde de yapılmaktadır. İlçemiz köylerinde devam eden gelenek ve göreneklerden biride “İmecedir.” Birlik, beraberlik ve yardımlaşmanın en güzel örneklerinden biri olan imece köylerimizde eskisi kadar olmasa da devam etmektedir. Yöresel Kıyafetler ve El Sanatları : Köylerimizde İhtiyarlar tarafından giyilen giysiler eski yöresel giysilerimizi yansıtmaktadır. Bunların başlıcaları: Çakşır, Yün ceket, yün çorap, yelek
, kazak, peştamal, çarık, lastik ayakkabı, kasket, örme takke, fistan, entari, dizlik, bez, eşarp, heril, bürüncük, gırap gibi. İlçe Merkezinde ve köylerimizde yöresel el sanatları yapılmaktadır. Bazı köylerimizde halı, kilim, namazlık, heybe, çuval, keçe, elbise gibi dokumacılık günümüzde de devam etmektedir. Hemen hemen bütün köylerimizde örgü ve nakış işlemeciliği günümüzde de yapılmaktadır. Bunların başlıcaları: Kazak, yün çorap, patik. eldiven, kuşak, kalpak, başlık, atkı, dizlik, şal, cepken, bindallıdır. Ağaç ve taş işlemeciliği de sürdürülmektedir. Övendire, düven, kaşık, yaba, dirgen, su bardağı, çeyiz sandığı, tekne, kasnak, sepet, küfe, nalın, sofra altlığı gibi ağaç işleri yapılmaktadır. Bazı köylerimizde el değirmeni,mezar taşı ve çeşme taşı gibi taş işçiliği yapılmaktadır. Hemen hemen bütün köylerimizde demir işlemeciliği yapılmaktadır. Bunlar bakır işlemeciliği, çapa, keser, balta, bıçak, tırpan, ibrik, sini, leğen, soba tamiri, pulluk, orak vb. yapılmaktadır. 
 İlçemiz Batı Toros dağlarının devamı olan dağlar arasında şirin bir ilçedir İlimiz Denizliye 106 km uzaklıkta bulunan ve Antalya karayolu üzerinden Serinhisar ve Acıpayam ilçelerini geçtikten sonra 40 km lik bir yolculuktan sonra ilçeye ulaşılır. Bu 40 km lik yolculuk esnasında Çam ağacının bütün türlerini, her yerde buz gibi kaynakları, yer yer dağlardan aşağılara doğru akan pınarları görebilirsiniz. Kız Tüydü Ayrıca İlçemizin Kirazlıyayla ve Karabayır köyleri arasında bulunan Kız Tüydü denilen yerin görülmeye değerdir. Efsaneye göre, bu yörede koyun keçi güden güzel köylü kızının peşine eşkiyalar takılır. Kız korkar ve kaçmaya başlar eşkiyalar kovalamaya derken kız öyle bir yere gelirki , azgın akan ırmağın daraldığı yere gelir mesafe uzuındur
 Atlamak istemez fakat burayı geçerse eşkiyalardan kurtulabilirdi . Döndü arkasına baktı eşkiyalar hızla yaklaşmakta çaresi yoktu gerildi karşı kıyıda bulunan kayanın üzerine süzüldü fakat suyun oluşturduğu yosunlardan ayağının kaymasıyla azgın akan suyun içinde buldu kendisini,suyla birlikte kaybolur. Gölhisar ilçesi sınırları içinde bulunan Yapraklı Barajı, görülmeye değer yerlerden olup bölgemiz insanlarına piknik yapma olanağı vermesinin yanında, olta balıkçılarının da meskenidir. Genellikle Çameli'nin yanında civar ilçe ve köylerden gelenlerin piknik yaptığı İmamlar Gediği denilen mesirelikte bir hafta sonu geçirmek gerçektende insanın tüm yorgunluğunu üzerinden atması demektir. İlçemizin en düşük rakımlı yeri olan Kolak Köyünde bulunan bir Krater gölü yanında birkaç gününüzü geçirmeye ne dersiniz? Sahilin boğucu sıcaklığından kurtulup kendisini serin yaylalara atmak hoşça vakit geçirmek isteyenler için mükemmel bir yer olan Çameli görülmeye değer bir yerdir. 
...:: Ulaşım ::... İlçemiz Ege ve Akdeniz bölgeleri sınırında olup Denizli İline Acıpayam ve Serinhisar ilçeleri güzergahından 106 km lik asfalt yol ile bağlantılıdır. Her saat başı Çameli Koop. tarafından Denizli Çameli Denizli Fethiye Denizli Ortaca Denizli Dalaman seferleri karşılıklı düzenlenmektedir. Detaylı bilgi için www.camelikoop.com u ziyaret edebilirsiniz. Çameli Yol güzergahı İstanbul, Aydın ve Denizliden , Muğla’nın turizm merkezi olan Fethiye, Dalaman, ve Ortaca(Dalyan) ilçelerine ulaşımda en kısa ve doğa güzelliği yönünden rahat ve keyif verici bir yoldur. Çameli Fethiye ye 80 km. ormanla çevrili asfalt yolla bağlıdır. Çameli Fethiye arasında bulunan Kirazlıyayla ve Elmalı köylerinde her kesime hizmet veren canlı alabalık lokantaları bulunmaktadır. İlçemiz ayrıca Burdur
 İline Bağlı Gölhisar ilçesi üzerinden 160 km lik yolla Antalya ve Alanya bağlantısı bulunmaktadır. İlçemize bağlı Arıkaya ve Gürsu köylerinden stabilize yolu takip ederek yaz mevsimi ortalarına kadar kaplı olan Garkın yaylasından Antalya Kemer e ulaşmak mümkündür. Bu Yol güzergahında bulunan köylerimiz Arıkaya ve Gürsu da balık ve kebap çeşitleri sunan et lokantaları bulunmaktadır. Çameli’nin çevre il ve ilçe merkezleri ile bağlantılı yolları her mevsim şartlarında açık. Doğal güzellikleri ile doludur. İlçemize bağlı 28 köy bulunmakta olup. İlçe merkezi ve köylerle vede köyler arasında ulaşım çok kolaydır. İlçenin köyler ile köylerin diğer köylerle olan bağlantıları asfalt ve bakımlıdır. Yakın ilçe merkezlerinden olan Acıpayam‘a ilçemiz köylerinden Gökçeyaka – Kalınkoz – Yaylapınar istikametinden Gireniz vadisine inilmekte ve Kelekçi kasabası üzerinden ulaşılmaktadır. Ayrıca Belevi – Ayvacık köylerinden geçen Gölhisar ilçesine bağlı Yeşildere köyü üzerinden Yapraklı Baraj Gölü manzaralı yoldan Gölhisar İlçe merkezine oradan da çevre il ve ilçe merkezleri olan Acıpayam, Serinhisar, Denizli, Pamukkale, Aydın, Korkuteli, Kaş, Finike Antalya ve Alanya ya ulaşılmaktadır.