ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

ÇAL

 1071 Malazgirt Savaşından sonra yöreye Selçuklu uç beyleri akınlar yapmaya başlamış, 1176 Miryakefalon Savaşından sonra da kesin olarak
Türk Egemenliği altına girmiştir. 1862 yılında İzmir İline bağlı bir İlçe olarak teşkilatlanmış ve 1923 yılında Denizli İline bağlanmıştır. Bölgenin Türk hâkimiyetine girmesinden sonra yöreye yerleşen insanların demircilikle uğraşması nedeniyle Demirciköy olarak isimlendirilmiştir. 19 YY. ortalarından itibaren ise Çağatay Türkçesinde “Yüksek Yer” anlamına da gelen Çal adını almış olan yörede bu isim ile ilgili olarak çeşitli rivayetler olmasına rağmen bölgenin coğrafi konum itibariyle kullanıldığı tahmin edilmektedir. Kurtuluş Savaşında ayrı bir öneme sahip olan İlçede, zamanın Çal Müftüsü Ahmet İzzet Efendi önderliğinde örnek bir bölgesel direniş hareketi
gösterilerek daha işgalin ilk günlerinden itibaren mitingler düzenlenerek işgal protesto edilmiş, Çal’ a yaklaşan Yunan kuvvetlerinin ilerleyişini durdurmak için Menderes Nehri üzerindeki köprüler tahrip edilmiş, silahlı mücadele yapılarak daha fazla ilerlemelerine engel olunmuştur. Kurtuluş Savaşında Resmi kayıtlara göre 279 Çal’ lı şehit düşmüştür. İlçenin idari yapısı içerisinde yer alan Bekilli Bucağı 1988 yılında, Baklan Bucağı 1990 yılında müstakil ilçe olmuştur.
 İlçenin 2007 genel nüfus sayımına göre toplam nüfusu 24177’ dir. Bu nüfusun 17401’i merkez dahil 9 beldede, 6776’sı 23 adet köyde yaşamaktadır. Belde ve köylerin son nüfus sayımına göre nüfusu aşağıdaki tablolarda gösterilmiştir: BELDELER 2000 Yılı Nuf. Say. 2007 yılı Nüfus Kayıtları ÇAL 4926 3629 AKKENT 3071 2473 DENİZLER 1523 1157 HANÇALAR 2005 1585 İSABEY 3343 1943 ORTAKÖY 1727 959 SELCEN 2120 975 SÜLLER 5004 3796 BELEVİ 1407 890 TOPLAM 25126 17401 KÖYLER 2000 Yılı Nuf. Say. 2007 Nuf
. Say. ALFAKLAR 251 223 AŞAĞISEYİT 397 355 BAHADINLAR 635 546 BAKLANÇAKIRLAR 264 270 BAYIRALAN 614 616 ÇALÇAKIRLAR 322 302 ÇALKUYUCAK 284 225 DAĞMARMARA 306 278 DAYILAR 483 223 DEVELLER 422 374 GELİNÖREN 75 60 KABALAR 654 653 KAPLANLAR 128 127 KARAKAYA 139 97 KARAPINAR 52 30 KOCAKÖY 358 310 MAHMUTGAZİ 544 393 PEYNİRCİ 83 68 SAKIZÇILAR 295 234 SAZAK 609 560 ŞAPÇILAR 120 142 YAZIR 130 126 Yukarıseyit 641 564 TOPLAM 7806 6776
 İlçemiz Bahadınlar Köyü sınırları içinde yer alan Tapınak Menderes Vadisine hakim bir tepe üzerinde kurulmuş olup, Köye 4 Km. mesafededir. Tepe üzerinde bulunan seramiklerde Frig dönemine ait Ana Tanrıça Kybele adına bir sunak olabileceği değerlendirilmektedir. Sunak, ön avlu ve sunak bölümü ile Apollon Lermenos ( Zeus’ un oğlu, Kehanet ve Güzel Sanatlar Tanrısı) köleleri tarafından yazılıp Apollon’a itaf edilen Tapınak bulunmaktadır. Sunak ortasında iki Bronz Heykelin olduğu anıt bulunmaktadır. Anıt yazıtı ve kaidede bulunan yazıtlar
okunduğunda kime ait olduğu anlaşılacaktır. Sunağın bir bölümünde bulunan iki alınlık parçasından Dionysos (Tiyatrolar Tanrısı ) ile ilgili bir bölüm olduğu anlaşılmaktadır. Alınlık parçalarında yılan ve kantaros (kadeh) kabartması vardır. Sunak önündeki bölümde Altar olduğu tahmin edilmektedir. Altar kurbanın törende kesildiği ve sunumun yapıldığı bölümdür. Sunak , Avlu şeklinde olup, bir çok kapısı vardır. Kapı söveleri, arşitravları ve frizleri de yazıtlıdır.
Bu bölümde bir çok yazılı stel bulunmuştur. Tapınak tonoz üzerinde olup, bir çok mimari parçası bulunmuştur. İlk basit tapınaklardandır. Doğu- batı yönündedir. Arka alınlıkta kalkan motifi vardır. Öndeki alınlığa ait iki parça bulunmuştur. Önde krepise ait iki sıra merdiven vardır. Tonoz altına önden girilmekte olup, kapı ve arşitravları mevcuttur. Bu giriş bölümünde Apollon’ un men tipi kabartması bulunmuştur.
 Ayrıca bu bölümde Zeus veya Dianysos’ a ait heykel başı bulunmuştur. Tonoz altı ve çevresinde bulunan adak stel’i ve küçük adak heykelcikleri parçalarından buranın Tapınağın değerli eşyalarının konulduğu bölüm olduğu anlaşılmaktadır. Mimarideki işçilik çok iyidir. Özellikle meandır motifli frizler çok ilgi çekicidir. Bulunan bir bronz sikke Menderes ve Dionysopolis Kentine aittir. Bir çok parça kırılmış ve yok olmuştur. Son iki yıldır, Valiliğimizce yürütülen çalışmalar sonucunda bulunan bütün parçalar ahşap tonozlar üzerine konulmuştur. Yazıtların tercümeleri ile bölge tarihi açısından çok önemli veriler elde edilecektir. Bahadınlar Köyü ile Tapınak arasındaki yaklaşık 4 km.’ lik yolun malzemeli bakımı yapılarak stabilize hale getirilmesi, yakından geçmekte olan elektrik ve su hatlarından tepeye elektrik ve su getirilerek bölgenin turizme kazandırılması amaçlanmaktadır.
 Denizli İli,Çal İlçesi,Şapçılar Köyü,Pazaraltı Mevkiinde Minarenin,mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olup, tapunun 174. parselinde yer almaktadır.Kayı pazarı camii minaresi korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olmasından dolayı ,İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 05.11.1997 tarih ve 7178 sayılı kararı ile tescil edilmiştir. Çal-Bekilli karayolunun 6. km sinde ,Şapçılar Köyü yol ayrımındaki Kayı pazarı camiine ait olan minare temelde kare planlı ,silindirik gövdeye kadar moloz taş örgülü, silindirik gövde
 ise tuğladan inşa edilmiştir.Şerefeye geçiş ise kirpi saçak örgü sistemiyle sağlanmıştır.Tuğla örgülü petek kısmının üzerindeki külahı mevcut değildir. Minarenin gövdesinde ,kaide üzerindeki bileziğin bulunduğu yerde enine büyük bir çatlak sonucu gövdenin aksından kayması nedeniyle ,2005 yılında Denizli Valiliğince tuğla örgülü gövde,pabuç kısmına kadar söküldükten sonra aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ‘ nun
08.09.2004 tarih ve 91 sayılı kararı gereğince caminin temellerinin bulunarak planının çıkarılması için ; Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün verdiği Kazı Ruhsatları gereği 2004 ve 2005 yıllarında Denizli Müze Müdürlüğü Uzmanlarından, Sanat Tarihçi Şaban KÖK ve Arkeolog Nesrin KARABAY tarafından yapılan sondaj kazılarında , camii temellerine rastlanılmamıştır.Ancak burada çıkan kazı buluntularından caminin çatısının alaturka kiremitle örtülü olduğu anlaşılmıştır. Caminin ve Pazar yapılarının *****huriyetin ilk yıllarında ;
 Kuva-i Milliye Reisi ve Çal Belediye Başkanı olan Necip Ağa tarafından,pazarın Çal İlçe Merkezine taşınması amacıyla yıktırıldığı bilinmektedir.Caminin hemen altından geçen Çal-Bekilli yolunun 1932 yıllarındaki yapılan taş döşemesinde buradaki caminin ve diğer yapılara ait taşların kullanılması ,ayrıca arazilerin tarım amacıyla ziraat edilmesinden dolayı temizlendiğinden yüzeyde kalıntılara rastlamak mümkün olmamıştır. Çal yöresi 14.yy.da Germiyan oğullarının hükümranlık sahası içinde kaldığından
bu yüzyılda Kayı pazarı Kayı Türkmenlerince kurulmuş olmalıdır.Ancak bu pazarın kesin olarak ne zaman kurulduğu tespit edilememiştir.1530 tarihli Muhasebe-i Vilayeti Anadolu defterine göre Şehlu(ışıklı)nahiyesine bağlı Kayı adlı iki , Kayıcık adlı bir yerleşimin bulunduğu kayıtlarda geçmektedir.Bundan dolayı pazarın adı da Kayı Türkmenleriyle ilişkilidir.Ayrıca 16.yy.da Kütahya Livası sancak sınırları içinde önemli ölçüde Pazar sayısı arttığı Osmanlı kayıtlarında geçmektedir.Kayı Pazarı Kitabesi bulunmayan Pazar camisi de, yörede
 bulunan moloz ,taş ve minaresinde tuğla kullanılarak pazarcıların ihtiyacını karşılamak amacıyla sonraki dönemlerde pazarcılardan toplanan bac-ı pazar vergisiyle yapılmış olmalıdır. Ancak Pazar yapıları Lale devrinde , Vezir Nevşehirli Damat İbrahim Paşanın damadı; Akdeniz kaptanı Mehmet Bey oğlu Kaymakam Mustafa Paşanın Vakfına 1720 yılında vakfedildiği vakıf belgelerinde kayıtlıdır. Yöre halkından edinilen bilgilere göre ; pazarda camiden başka , yerli Rumların işlettiği bir han, fırın, kahvehane, ve dükkanların bulunduğu, yöredeki yerli ve göçer Türkmenlerin Kayı Pazarında ihtiyacını karşıladığı,Konya, Afyonkarahisar ve İzmir tarafından gelen kervanların
 özellikle kuru üzüm ticaretiyle uğraştıkları, bunun dışında tahıl ve peynir ticareti yaptıkları anlatılmaktadır. Deve kervanlarının önceleri cuma günü gelerek Pazar gününe kadar burada kaldıkları, Pazar günü öğleden sonra yükünü sararak yola çıktıkları yöre insanları tarafından anlatılmaktadır. Pazarın güney tarafında bulunan Şapçılar köylüleri kervandaki hayvanların ot ihtiyacını karşılayarak geçimlerini sürdürdükleri, bugün Bozkurt ilçesine bağlı olan Avdan köylüleri ise ardıç ağacından imal ettikleri kömürleri Kayı pazarındaki demircilere satarak ticaret yaptıkları, bunun dışında Avdanlıların imal ettikleri ağaç senek, bardak, v.b. ev ve ziraat aletlerini Kayı pazarında sattıkları bilinmektedir.Ayrıca pazarlar nalbant, eğerci, semerci, demirci ve fırıncı ustalarının ustalıklarını gösterdiği ve mallarını sergilediği alanlardır. Bundan da anlaşılıyor ki konar-göçer ve yerleşik hayata geçmiş Kayı Türkmenlerinin bu yörede yaygın olması
Kayı Pazarının adının verilmesinde etkili olmuştur. 15.yy.dan itibaren Anadolu’da yaygınlaşmaya başlayan yöresel pazarlarda ,yerli ve göçer halkın ihtiyaçlarının karşılandığı tuz,zeytinyağı,sabun,kumaşlar,ayakkabılar,at koşum takımları eğerler v.b. eşyanın satıldığı, bunun yanında köylüler ellerinde bulunan fazla tarım ürünlerini, hayvan derilerini, et ve süt ürünleri gibi gıda maddelerini pazarlıyorlardı.Ayrıca tımar
sahiplerinin ve hazinenin vergi olarak halktan topladıkları mal ve tarım ürünlerini, paraya dönüştürdükleri ticari merkezlerdi.Osmanlı döneminde pazarlardan elde edilen bac-ı pazar denilen satış vergisi Pazar yerinde muktesip denilen ve Pazarda asayişi sağlayan bir kişi tarafından toplanırdı.Bu kişiler bazen görevlerini iltizam olarak üstlenirler ve belli vergilerin toplanmasını sağlarlardı.Bundan başka resm-i keyl denilen Pazar vergisine de rastlanılmıştır.Osmanlı Beyliğinin gelişmesinde Pazar vergilerinin büyük etkisi olduğunu Beylikler Dönemi Osmanlı tarihçisi Aşık Paşa belirtmektedir
.Bu pazarlardan yerleşim yeri içinde olanlarından çoğu günümüz de de varlığını sürdürmesine rağmen yerleşim alanlarından uzak olan, açık Türkmen pazarları 20.yy. ortalarından itibaren canlılığını kaybederek ortadan kalkmıştır.Bunun sebebi ise yaşama kültürünün farklılaşarak üretim-tüketim biçiminin değişmesiyle ilişkilidir.20.yy ortalarından itibaren gelişen teknolojinin sonucu insanlar yerleşim yerlerinden uzak pazarlara değil, pazarlar insanların ayağına gelmiştir.Bu nedenle özellikle şehirlerde semt pazarları oluşmuştur. Çal Gazi İlkokulu : 1924 yılında yapımına başlanılan okul 1928 yılında tamamlanarak eğitim – öğretime açılmıştır . Projesini Mimar Kemalettin Bey’in çizdiği okul Neoklasik tarzda yapılmıştır . Ahşap ve kagir bir yapı olan okulda sekiz derslik ile üç idare odası bulunmaktadır . Bina 1999 yılında , Gazi İlköğretim Okulunun başka bir yere taşınmasından sonra , Öğretmenevi ve Halk Eğitim Merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır .
 İlçe nüfusunun büyük bir bölümü tarımla uğraşmaktadır. üzüm, elma, sebze, tahıl, anason, haşhaş, kekik, ayçiçeği, yem bitkileri gibi ürünler başlıca tarımsal ürünleri oluşturmaktadır. İlçemizde sofralık üzüm depolanan 7 adet soğuk hava deposu bulunmaktadır. Toplam yıllık kapasiteleri 5.200 tondur. Depolanan sofralık üzüm’ün önemli bir bölümü paketlenerek ihraç edilmektedir. Toplam yıllık ihracat miktarı 2 milyon dolar olarak gerçekleşmektedir. İlçemizde 9 adet şarap üretim fabrikası bulunmaktadır. Akkent Beldemizde faaliyet gösteren Confurt Meyve Konsantresi Fabrikasının Yıllık ihracat miktarı 8 milyon dolar olup, 100 kişiye istihdam sağlamaktadır.
 Denizler Beldemizde faaliyet gösteren Erdem Mermer İşletmesinin Yıllık ihracat miktarı 9,5 milyon dolar olup, 90 kişiye istihdam sağlamaktadır. Belevi Beldemizde faaliyet gösteren Denizli Çimento Fabrikasında yıllık 2 milyon ton çimento üretimi yapılmakta, bunun 440 bin tonu ihraç edilmektedir.Çimento fabrikası 257 kişiye istihdam sağlamaktadır. Tarımsal Kuruluşların dışanda ilçemizde sanayi kuruluşu olarak Belevi Beldesi sınırları içersinde Denizli Çimento ve Denizler Beldesinde Mermer İşleme Tesisi bulunmaktadır. Belevi Beldesi sınırları içinde 23 adet mermer ve traverten ocağı ruhsatlı olarak faaliyet sürdürmekte olup bunların yıllık toplam üretim kapasiteleri 103.500 tondur. Ayrıca İlçemizde 4 adet Banka Şubesi hizmet vermektedir 
 Tarihçe Çal´ın antik dönemlerdeki adı Mosyna´dır. Türklerin bölgeye gelmesine kadar bu isimle anılmıştır. Türkler bölgeye Çal adını vermiş ve bu yöre Çal Yöresi olarak anılmaya başlanmıştır. Çağatay lehçesinde yüksek yer ya da yayla anlamına gelen Çal adı, ilçenin doğal konumundan dolayı verilmiştir. "Çal" kelimesi bunun yanında taşlık yer, çıplak tepe, kireçli toprak gibi anlamlara da gelmektedir. Çal uzun yıllar bir yerleşim merkezinin değil, bölgenin adı olarak kullanılmıştır. Çal´ın bugün olduğu yerdeki yerleşim yerinin adı ise Demirciköy´dür. Bölgeye yerleşenlerin önemli kısmının demircilikle geçindiği için bu ismi aldığı ifade edilmektedir. Daha sonra bölgenin genel adı olan Çal, merkez ilçenin adı haline gelmiştir.Anadolu´daki yer adlarında benzer örneklere rastlanılır. Çal´da mevcut iki kitabede de Çal´ın ismi Demirci Karyesi olarak geçmektedir. Bu kitabelerden
 birisi Hicri 1267 (1850) tarihli Çarşı Camii minare girişinde bulunan kitabedir. Diğeri ise Fakıoğlu Camiinde bahçe duvarında monte edilmiş olan 1247 (1831) tarihli kitabedir. Ancak Çal ile ilgili ilk Osmanlı belgelerinde Demirciköy adına rastlanmaması ve sürekli "Çal" isminin kullanılması bu değişimin çok önceki dönemlerde gerçekleştiğini göstermektedir. Nitekim Çal´dan bahseden hemen bütün belgelerde net olarak Çal tabiri kullanılmıştır. Özellikle bir kaza merkezi haline geldiği 17. yüzyıldan itibaren yörenin genel olan Çal merkez içinde
kullanılmaya başlanmıştır. Yukarıda belirttiğimiz 1831 ve 1851 tarihli kitabelerde Demirciköy adının kullanılması muhtemelen yöresel bir kullanımdan kaynaklanıyor olmalıdır. Yani çok daha önceleki dönemlerde kaza merkezine resmi makamlar tarafından Çal adı verilmiş ve bu isim kullanılmaya başlanmış ise de; halk arasında alıştıkları isim olan Demirciköy tabiri kullanılmaya devam etmiş olmalıdır.
Nitekim merkezdeki iki caminin kitabesinde Demirciköy isimlerinin kullanılmasını bu yaklaşıma göre açıklayabiliriz. Roma İmparatorluğu döneminde ait çeşitli kalıntıların bulunduğu Çal Anadolu Selçukluları devrinde Türklerin idaresine girdi. Çal bölgesinin kuruluşu 1072 yıllarına kadar uzanır. Selçuklunun Kayı boyundan gelen Türkler Çardak üzerinden bugün adı Boğaziçi olan bölgeye yerleşmiştir. Baklanı kuran Abdi bey den sonra bu bölgeye gelen Hüsamettin dede Daha sonra Çal ve havalisini fethetmiştir. 19. yüzyıl sonuna kadar Demirciköy olan ismi 19. yüzyıl sonu itibarı ile Çal olarak anılmaya başlamıştır. II. Murat devrinde Osmanlı topraklarına katılan Çal 1886´da Denizli Sancağına bağlı bir kaza haline geldi. Kurtuluş Savaşı sırasında Çal Kuvayı Milliyesinin direnişi Çalın Yunanlılar tarafından işgalini engelledi. Çal Müftüsü Ahmet İzzet Efendi´ye Kurtuluş Savaşı sırasında yaptığı hizmetlerinden dolayı İstiklal Madalyası verildi. Çal yöresi, aynı zamanda
 12 Olympos tanrısından biri olan Dionysus´un yaşadığı yer olarak bilinir. Kimi rivayete göre Çal şarabının dünyaca ünlü olması Dionysus´un şarap tanrısı olmasından dolayıdır. Aynı zamanda tiyatronun dünyada ilk kez oynandığı antik Dionysosopolis buradadır ve ayrı bir önem taşır. Coğrafi Konumu Çal Ege Bölgesinde, Denizli iline bağlı bir ilçedir. Denizli´nin kuzey doğusunda yer almaktadır. Denizli´nin doğusunda bulunan Çekelez Dağı´nın doğu eteklerinde kurulmuştur. Dağın batı eteğinde ise meşhur Pamukkale bulunmaktadır. Çal, Uşak ilçeleri ve Denizli´nin doğusunda bulunan diğer ilçelerle komşudur. Çal´ın batısında Çökelez Dağı bulunmaktadır.
 Dağın doğu eteklerinde Çal´a bağlı köyler,batı eteklerinde ise Akköy ilçesine bağlı köyler bulunmaktadır. Kuzey ve kuzey doğusu Uşak´ın Ulubey ve Karahallı ilçeleri ile çevrilmiştir. Çal´ın doğusunda Baklan güney doğusunda ise Honaz İlçesi yer almaktadır. Çal, yaklaşık 65 km´lik bir yol ile Denizli´ye bağlanmaktadır.Bu yol 33. km´den sonra Afyon-Denizli yoluna bağlanmaktadır ki, duble yol haline getirilen
 bu bölümde ulaşım son derece rahattır. Çal ayrıca Çökelez dağını aşan ikinci bir yollada Denizli´ye bağlanmış ise de bu yol fazla tercih edilmemektir. Çal Güney üzerinden Denizli-İzmir yoluna bağlanmaktadır. Çal´ın Uşak´a bağlantısı ise Karahallı ve Ulubey ilçeleri üzerindendir. Çal´a en yakın tren istasyonu 35 km mesafedeki Kaklık istasyonudur. Yüzölçümü 1521 km2 olan Çal, 850 metrenin üzerinde bir rakıma sahiptir. Çal´ın yakınlarından geçen Büyük Menderes Nehri Çal´ın doğusunu büyük vadilerle yarmıştır. Çal´ın yüksek bir bölgede kurulmuş olması, menderes vadilerini bir hayli derinleşmesine sebep olmuştur. Bazı yerlerde bu derin vadiler adeta kanyon haline dönüşmektedir. Büyük Menderes Nehrinden geçmiş
 yıllarda sadece değirmenlerin çalıştırılmasında ve çok küçük çaplı arazilerin sulanmasında faydalanılıyordu. Ancak son yıllarda yapılan yatırımlarla hem Hançalar yöresindeki araziler; hem de Baklan ovasındaki geniş bir alan sulanabilir hale getirilmiştir ve Büyük Menderes Nehrinden bölge halkı daha fazla yararlanma imkânı bulmuştur. Büyük Menderes Nehrinden kısmi olarak balık yetiştiriciliğinde de yararlanılmaktadır. Ancak bu tesisler çok büyük çaplı olmayıp, daha çok yörenin kendi ihtiyaçlarına göre üretim yapmaktadır. Menderes Nehri boyunca derin vadiler ve bu vadilerde Menderesin oluşturduğu uygun akıntı ortamı bölge için rafting sporunun da gündeme gelmesini sağlamıştır. Halk İlçe halkının büyük bir kısmı geçimini tarımdan sağlar. İlçede yetiştirilen ürünlerin başında üzüm gelir.
 Çal üzümü meşhur bir üzüm türüdür. Çal Karası olarak da bilinen bir türü gayet meşhurdur. Ayrıca bamya elma tütün sebze tahıl anason haşhaş kapari ayçiçeği mısır kekik gibi ürünler de yetiştirilmektedir. İlçede çimento Traverten Mermer ve meyve suyu fabrikası ile yetiştirilen elma ve üzümün muhafazası için soğuk hava depoları bulunmaktadır.İlçede üzümlerin şarap yapılabilmesi için şaraphaneler vardır. Denizli ve çevresinde "Çal kayması" tabiri II. Abdülhamit döneminde piyasaya sürülen ve ilk Osmanlı kâğıt para birimi olan "Kaime" dir. Son gelişmeler Aralık 2008´de TOKİ 192 dairelik toplu konut projesini bitirmiştir. Ünlü Çal´lı ressam İbrahim Çallı´nın heykeli dikilmiştir. Pamukkale Üniversitesi´nin Bağcılık ve Organik Tarım 2 yıllık yüksekokulu 2009-2010 öğretim yılı başında Çamlık´taki binasında eğitime başlamıştır. İdari Yapı Çal´a bağlı toplam 8 belde ve 23 köy vardır. İlçe´nin yapısı İlçede 3 mahalle bulunmaktadır: Hüseyinler, İsmailler, Yeşilyurt(Dürnük).